York Huntu olarak anılan dönemdeki tartışmalar, 2011 yılında Sarah Ferguson’ın Jeffrey Epstein’a “üstün dost” diye seslendiği bir e-posta üzerinden yeniden su yüzüne çıktı. Bu mesaj, Prens Andrew ile Virginia Giuffre arasındaki ilişkiye dair var olan şüpheleri tazelemiş durumda.
Soylu sözcünün savunmasına göre Ferguson, Epstein ile tüm bağlarını sonlandırdığını kamuoyuna açıkladıktan kısa süre sonra bu yazışmayı paylaşmıştır ve mesajın amacı, Epstein’ın açmayı planladığı iftira davasını engellemekti. Ferguson’ın aynı yıl verdiği bir röportajda Epstein ile ilişkisinin büyük bir hatay olduğunu kabul ettiği ve artık onunla görüşmemeyi sürdüreceğini belirttiği biliniyor; fakat özel yazışmalarda kullandığı ifadeler, ilişkilerin kraliyet ailesiyle olan bağlarını düşündürücü biçimde işaret ediyor.
Bu gelişme, Andrew’un Epstein ile olan bağlantısı ve Giuffre’nin iddialarıyla birlikte yeniden değerlendirilmeye başlandı. Giuffre’nin, reşit olmadığı dönemde Andrew ile tanıştırıldığını ve defalarca cinsel ilişkiye zorlandığını iddia ettiği hatırlanıyor. 2001’de Londra’da çekilen ünlü fotoğrafta Andrew’un Giuffre’nin beline kolunu doladığı görüldü; bu iddialar Andrew tarafından reddedilse de 2022’de dava, gizli bir tazminat anlaşmasıyla sonuçlandı.
41 yaşındayken West Australia’da gerçekleşen trajik olay, Giuffre’nin isminin sadece mahkeme belgelerinde kalmadığına işaret ediyor. Ailesi, bu ölümlerin şüpheli olduğunu ve Virginia’nın susturulmuş olabileceğini öne sürüyor. Bu gelişmeler, Andrew’un davayı kapatmasına yönelik işlemin ardından kraliyet ailesine yönelik artan kaygıları güçlendirdi.
Yakın çevreler Ferguson’un mesajını Epstein’ı yatıştırmak amacıyla yazdığı yönünde görüş bildirse de kamuoyunda ana soru hâlâ aynı: Prens Andrew’ın çevresinin ne bildiği ve neyi sakladığı.