Bu ayki karar, politika faizinin 250 baz puan düşürülmesiyle sonuçlandı ve faizin %40,5 seviyesine çekilmesini sağladı. Merkez Bankası’nın temmuz ayından itibaren sürdürdüğü indirim süreci, eylül toplantısında da devam etti ve bu kararın ekonomik dengeler üzerindeki etkileri gündemin ilk konusu oldu.
Hakan Kara, X üzerinden yaptığı paylaşımda, Merkez Bankası metnindeki enflasyona yönelik temkinli dilin dikkat çekici bir değişim olduğunu belirtirken, faiz kararını “sıkıcı (tahmin edilebilir) para politikası iyidir” sözleriyle yazdı. Kara’ya göre 250 baz puanlık indirim hemen tasvip edilse de, kendisi 200 puanlık bir indirimin daha dengeli olacağını düşünüyor; yine de mevcut dengelerin yönetilmesi gerektiğini vurguluyor.
İris Cibre, indirim kararını doğru ancak gecikmiş olarak yorumladı ve şu çıkarımlarda bulundu: faiz 250bps düşürülerek 40,5% seviyesine geldi. Siyasi belirsizlikler nedeniyle ertelenmiş bir karar olarak nitelendirdi; yüksek enflasyonun ve TL’nin reel değerinin bu süreçte birikim yaratan baskıyı artırdığına dikkat çekti. Dolar talebinin yalnızca faizden değil, siyasi ortamdan da etkilenmeye devam edeceğini belirtti.
Prof. Dr. Emre Alkin, “Garp cephesinde yeni bir şey yok” ifadesiyle başladığı yorumunda, eğer sıkı para politikası sürdürülürse faiz indiriminin tabelaya oynama olarak kalacağına dikkat çekti. Böyle bir yaklaşımı kabul edilemez buldu.
Hayri Kozanoğlu ise kararı orta yolcu bir tutum olarak nitelendirdi. 250 puan indirimin bu kararı işaretlediğini ifade etti; 200 puan indirimin CHP operasyonundan endişe duyulduğu mesajını, 300 puan indirimin ise Temmuz ayı enflasyonu ve büyüme görünümüyle ilgili riskleri sakince ele alabileceğini söyledi.
Bu ayki toplantıda politika faizi, piyasa beklentilerini aşan bir şekilde 250 baz puan düşürüldü ve %40,5 seviyesine indi. Temmuz ayından beri süregelen indirimin eylül toplantısında da güçlenmesi, ekonomide yeni bir denge arayışını işaret ediyor.
Analistler bu hareketi; enflasyona karşı alınan temkinli tavır ve siyasi belirsizliklerle birleşen makroekonomik dinamikler bağlamında değerlendiriyor. Bazı görüşler, kararı gecikilmiş ancak gerekli bir adım olarak nitelendirirken; bazıları ise tabelaya oynama eleştirisini sürdürüyor.
Gözlemler arasında, indirimlerin devam edip etmeyeceği ve Merkez Bankası’nın orta vadeli hedefleriyle uyumlu bir seyir izleyip izlemeyeceği soruları öne çıkıyor. İktisatçıların pek çoğu, enflasyon hareketlerinin kontrol altına alınması ve genel makro dengelerin dengelenmesi için bu adımın yeterli olup olmadığını tartışıyor. Ayrıca, faiz ve döviz talebi arasındaki ilişki ile hükümet politikalarının bu dengeyi nasıl etkileyebileceği üzerinde duruluyor.
Birbirinden farklı konumlarda olan uzmanlar, bu kararı çeşitli boyutlarıyla ele aldı. Profesörler, sıkı para politikasına devam edilmesi gerektiğini vurgularken, ekonomi yorumcuları kararı doğru ve gecikmiş olarak değerlendiriyor. Analistler, orta yol stratejisinin uygulanabilirliğine işaret ederek, 200 puan veya 300 puanlık alternatif senaryolar üzerinden de değerlendirme yaptı.
News
