DOLAR 41,3624 0,44%
EURO 48,5512 0,70%
ALTIN 4.931,740,66
BITCOIN 4791237-0.0856%
İstanbul
24°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
Türkiye’de Milyoner Sayısının Artışı ve Servet Dağılımında Yaşanan Kutuplaşmanın İç Yüzü
  • Haberdesin
  • Ekonomi
  • Türkiye’de Milyoner Sayısının Artışı ve Servet Dağılımında Yaşanan Kutuplaşmanın İç Yüzü

Türkiye’de Milyoner Sayısının Artışı ve Servet Dağılımında Yaşanan Kutuplaşmanın İç Yüzü

ABONE OL
Eylül 9, 2025 21:40
Türkiye’de Milyoner Sayısının Artışı ve Servet Dağılımında Yaşanan Kutuplaşmanın İç Yüzü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Temmuz 2025 itibarıyla hesaplarında 1 milyon TL ve üzeri para bulunan kişi sayısı 2 milyon 367 bini aştı. Milyonerlerin toplam mevduatı 17,4 trilyon TL’ye ulaşırken, kişi başına ortalama varlık 7,3 milyon TL oldu. Karar Gazetesi yazarı Ulvi Saran, “2.5 milyona yakın milyonerimiz oldu. Zenginleştik mi?” başlıklı yazısında bu tabloyu, toplumun refahı açısından düşündürücü bulduğunu belirtirken şu noktaları vurguluyor:

“Yıl içindeki medya haberlerinden yola çıkarak gördüğümüz tablo, ülkedeki zenginlik birikiminin belli ellerde yoğunlaştığını gösteriyor. Sermayenin getirisi büyüme oranını aşarsa, uzun vadeli eşitsizlikler kaçarı değil olarak karşımıza çıkar.” Bu bakış açısı, yüksek enflasyon ve kronik krizlerle yoğrulmuş Türk ekonomisinde servet artışının gerçek anlamda toplum refahını artırıp artırmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

TL bazında görünen servet artışının reel değerlerle uyumlu olup olmadığını anlamak için enflasyon etkisini ayırmak gerekir. 2024–2025 döneminde enflasyonun %50’ye yaklaşmasıyla birlikte nominal büyüme, reel satın alma gücündeki değişimi tam olarak yansıtmıyor. Yine de TL’deki değer kaybı, tasarruf sahiplerinin güvenini sarsıyor ve büyüyen servetin çoğu dönüştürülebilir varlıklara akıyor: döviz ve kıymetli maden depo hesapları bu durumu gösteren göstergelerden.

Ülkedeki gelir dağılımı eşitsizliği, GINI katsayısının yaklaşık 0,41 olmasıyla OECD ortalamasının üzerinde konumda bulunuyor ve ülkenin en büyük sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Hanehalkı tasarruf oranının düşük olması ise alt ve orta gelir gruplarının aleyhine sonuç doğuruyor. UBS’nin 2025 Küresel Servet Raporu, 2024 yılında kişi başına nominal servetin artışını Türkiye için %35 olarak raporlasa da, reel değerler ve medyan servet açısından ciddi kayıpları ortaya koyuyor: reel servet düşüşleri –%14.6 (ortalama), –%21 (medyan) seviyelerinde değerlendiriliyor.

Bu durum, alt ve orta gelir grubunun servetlerini TL mevduat ve günlük tüketim üzerinden sürdürmesi nedeniyle enflasyondan en ağır darbe alan kesim olduğu gerçeğini güçlendiriyor. Öte yandan yüksek gelirli kesimler, servetlerini döviz, altın ve gayrimenkul gibi enflasyondan korunabilen varlıklara yönlendirdikleri için kayıpları sınırlı kalıyor. Türkiye’nin milyoner sayısında görülen artış, Almanya’ya kıyasla farklı bir tablo ortaya koyuyor: Almanya’da euro milyoneri sayısı ile karşılaştırıldığında, TL milyoneri aslında orta sınıf zenginliğine denk düşebiliyor. Bu da “milyoner” kavramının ülkeden ülkeye farklı bağlamlarda anlam kazandığını gösteriyor.

Genel tablo şu kilit noktaları işaret ediyor:

  • Toplumun büyük kısmı yoksullaşırken zenginlerin serveti artıyor; bu, klasik bir çift kutuplu ekonomi işaretidir.
  • Mevduatın önemli bir kısmının döviz ve kıymetli madenlerde tutulması, bankacılık sisteminin döviz kuru şoklarına karşı duyarlılığını artırıyor.
  • Gelir adaletsizliği yalnızca ekonomik değil, siyasal istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluk risklerini de büyütüyor.
  • Tüketim ve dış borca dayalı büyüme, gelir dağılımını daha da bozuyor; üretimin katma değerli, yüksek teknolojili ve verimlilik odaklı olmaması, servet dağılımını dar bir kesime yoğunlaştırıyor.
  • Yeterli sosyal transferler ve gelir vergisi düzenlemeleriyle vergi sistemi adaletli hâle getirilmelidir; ayrıca enflasyonla mücadele ve makro istikrar politikalarının güvenilir şekilde sürdürülmesi kritik.

Türkiye’nin gelir dağılımını adil bir yapıya kavuşturması için gerekenler özetle şunlar: servet ve sermaye kazançları üzerinde adil vergilendirme, katma değerli üretim kapasitesinin geliştirilmesi ve geniş kitlelere yaygınlaşan gelirler, enflasyonla mücadele ve güvenilir para politikaları. Bu politika seti, zenginlik birikiminin çok daha dar bir kesimde yoğunlaşmasını engelleyebilir ve toplumsal istikrar ile kapsayıcı büyümeye katkı sunabilir.

En az 10 karakter gerekli