DOLAR 41,3993 0,26%
EURO 48,8801 0,47%
ALTIN 4.980,50-0,05
BITCOIN 4649999-1.99305%
İstanbul
23°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
  • Tarafsız Haber
Türkiye’nin Savunma Teknolojileri ve Uluslararası Stratejiler Üzerine Kritik Bir Değerlendirme
  • Haberdesin
  • Dünya
  • Türkiye’nin Savunma Teknolojileri ve Uluslararası Stratejiler Üzerine Kritik Bir Değerlendirme

Türkiye’nin Savunma Teknolojileri ve Uluslararası Stratejiler Üzerine Kritik Bir Değerlendirme

ABONE OL
Eylül 22, 2025 21:16
Türkiye’nin Savunma Teknolojileri ve Uluslararası Stratejiler Üzerine Kritik Bir Değerlendirme
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin özgün savaş teknolojileri ve modernleşen savunma projeleri, Doğu Akdeniz’den Kafkaslar’a uzanan bölgelerde ülkenin küresel etkisini artırıyor. Ancak bu gelişmeler, Washington ve Tel Aviv çevresinde güvenlik kaygılarının nasıl algılandığına dair tartışmaları da tetikliyor.

Eski Pentagon görevlisi ve psikolojik operasyon çalışmalarıyla bilinen Michael Rubin’in, Erdoğan ve Türk savunma sanayisini hedef alan analizlerinde, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarıyla ilgili bazı noktalar öne çıkıyor. Bu görüşler, satışı planlanan modernize F-16 ve F-35 konularını da kapsıyor ve bölgesel güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği konusundaki düşünceleri zenginleştiriyor. Trump yönetiminin Türkiye ile ilişkileri ve savunma anlaşmaları bağlamında nasıl bir strateji izlemesi gerektiği üzerine tartışmalar, ekonomik ve teknolojik faktörlerle iç içe geçiyor.

TRUMP-ERDOĞAN İLİŞKİSİ VE TEKNOLOJİK YÜKSELİŞ Analizler, Türkiye’nin mevcut askeri kapasitesinin, bölgedeki dengeye etkisini ve bu güç kullanımının komşu ülkelerle ilişkileri nasıl yönlendirdiğini ele alıyor. Türk F-16’ları ve insansız hava araçları, bölgedeki operasyonlarda rol oynamaya devam ederken, Kıbrıs ve Karabağ konularında da tartışmaların merkezinde kalıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin iyileştirilmiş silah dayanıklılığı ve yerli üretim kapasitesi, dış politika açısından kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.

İSRAİL İLE TÜRKİYE ARASINDA BÜYÜK YÜKSEK NOKTALAR Soğuk Savaş döneminden günümüze uzanan güvenlik dinamikleri, İsrail’e karşı Türkiye’nin askeri kapasitesinin bölgesel gücünü nasıl yükseltebileceğini anlamak için önemli bir kırılma noktası sunuyor. Geleceğe yönelik kararlar, Türkiye’nin demografik büyüklüğü ve coğrafi konumu göz önünde bulundurularak” yeni güvenlik paradigmalarının geliştirilmesini gerektiriyor. İsrail ile Türkiye arasında nükleer strateji ve savunma politikaları konusunda daha net bir diyalog kurmanın, bölgesel istikrar için kritik olduğu vurgulanıyor.

DEĞERLENDİRME: TUTUM VE GELİŞİMİKİLİŞİK İsrail’in güvenlik taahhütlerini güçlendirme ve Türkiye’nin nükleer silah geliştirme konusundaki olası adımlarına karşı net bir duruş sergilemesi gerektiği belirtiliyor. Bölgedeki oynaklığın azaltılması için tarafların askeri doktrinlerini karşılıklı olarak gözden geçirmesi önem kazanıyor. Türkiye’nin Merzifon, Konya ve Incirlik gibi üsleri çevresinde güvenli bir güvenlik hava sahası oluşturulması, tüm aktörlerin böylesi bir dönemde uyanık kalmasını gerektiriyor. Uluslararası güvenlik mimarisinde nükleer caydırıcılığın rolü, II. Dünya Savaşı’ndan günümüze gelen bir miras olarak ele alınırken, modernleşen savunma sanayisi bu mirası nasıl kullanacağına dair tartışmaları da ileri taşıyor.

MICHAEL RUBİN KİMDİR Michael Rubin, Amerikan Girişim Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve Orta Doğu Forumu’nda politika analizi direktörü olarak görev yapıyor. (İfade edilen görüşler kendisine aittir.) İleri düzey güvenlik analizleri ve savunma politikaları konularında yazdığı yazılarla dikkat çeken Rubin, geçmişte Pentagon’da çalışmış bir isim olarak bugün Türkiye’yi hedefleyen bazı söylemleri de gündeme getiriyor.

En az 10 karakter gerekli